Bozkurtlar Ölümü ile Bozkurtlar Diriliyor adlı tarihi romanları, merhum yazarının vaktiyle verdiği müsaade sonrası tek olarak “Bozkurtlar” kitabı çatısı altında birleştirilmiştir. Bozkurtlar romanı, her idealist Türk’ün heyecanında, fikir dünyasında, ülkücülüğünde ve inancında payı olan dev bir eserdir. Bu roman, merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın daha sağlığında iken edebiyatımızın klâsikleri arasında yerini almış ve yazarını da ölümsüzleştirmiştir.
Bozkurtların Ölümü
Atsız’ın yazmış olduğu romanların ilkidir ve ilk basımından itibaren çok ün kazanmış bir eserdir. Atsız, bu romanı yargılandığı süredeki mahkumiyetinden sonraki üç yıl süren (1946) işsizlik döneminde yazmıştır.
Merhum Atsız’ın bu tarihi romanında, Kök-Türkler dönemindeki Türk yaşantısı ve Töresi, tarihi olaylarda canlandırılmıştır. Çin’e yapılan akınlar ve çerilik, romanın temelini oluşturmaktadır.
Eser Türk kültür tarihçileri için akademik çalışmalarda dahi kılavuz rolü görmüştür. Kırgız Edebiyatı’nın önde gelen isimlerinden Cengiz Aytmatov, “Bozkırda doğmuş olan ben bile, bozkır hayatını, bozkırı hiç görmemiş Hüseyin Nihal Atsız kadar iyi yazamazdım.” demiştir.
Konusu
Savaşlar ve Türk boylarının bünyesinde birleşmesi ile güçlenen ve zenginleşen Gök-Türkler, Çin Tang Hanedanlığı’nın gönderdiği Çinli hatun ile içten kırılmalar yaşar.
Çuluk Kağan’ın küçük oğlu Kür Şad ve yandaşları baştan beri bu Çinli hatuna karşı kin beslerler. Ancak Kağana karşı saygısızlık Töre’ye aykırıdır. Çinli Hatunun kardeşi ise Türk elinde gezerek çaşıtlık yapar. Türklerin ahlakını bozar.
Bu yüzden güçsüzleşen Gök-Türkler, Çin’e yapılan son seferde yenilerek esir düşer.
Esaret uzun yıllar sürer. Çin baskılarına rağmen kimliklerini yitirmeyen Kür Şad ve 40 arkadaşı Çin’de ihtilal çıkarır. Çin sarayını basarak bağımsızlık arzularını haykırırlar.
İhtilal (Siganfu baskını) sırasında kaçan Kür Şad’ın konçuyu ve oğlu ileride kurulacak ikinci Gök-Türklerin tohumları olacaklardır.
Kür Şad ve 40 çeri, kanlarının son damlasına kadar savaşırlar ve adlarını tarihe yazdırırlar. Ruhları Tanrı Dağı’na varır ve orada diğer Türk kahramanları beklerler.
Her tümcesinde Türklüğün yüceliğinin vurgulandığı bu roman, Çin’de tutsaklığa dayanamayıp isyan eden Kürşad’ın ve kırk çerisinin gökleri çınlatıp, acunu titreten şu dörtlüğüyle bitmektedir:
Delinse yer, çökse gök, yansa, kül olsa dört yan,
Yüce dileğe doğru, yine yürürüz yayan,
Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan,
Ölümlerle eğlenen, tunç yürekli Türkleriz!
Bölümler
Romanın Hikâyesi Birinci Bölüm 1: 621 Yılında Bir Yaz Gecesi / 2: Bağatur Şad / 3: Kara Kağan / 4: Ötüken’in Keskin Nişancısı / 5: Tüng Yabgu Kağan’ın Elçileri / 6: Onbaşı Sançar / 7: Kineş / 8: Yargu / 9: Çalık / 10: Çalık İş Ardında / 11: Onbaşı Pars / 12: Çaşıt / 13: Budun Kızgın / 14: Akın / 15: Şen-King’in Öfkesi İkinci Bölüm 1: Kıraç Ata / 2: Yüzbaşı Bögü Alp / 3: Dönüş / 4: Bögü Alp’ın Yeni Yumuşu / 5: Yumru / 6: Elçiler / 7: Yolda / 8: Batı Kağanı / 9: Tüng Yabgu’nun Çerileriyle Karışlaşma / 10: Yamtar’ın Tartışması / 11: Ötüken Yolunda / 12: Almıla / 13: İ-çing Katun / 14: Bozkır Yasası / 15: Tulu Han / 16: Çüzülen Bilmece / 17: Şuphe / 18: Onbaşı Sülemiş / 19: Onbaşı Üçoğul / 20: Karakulan / 21: Kıtlık / 22: İsyan / 23: Yüzbaşı Yağmur / 24: Tanrı Türkler’e Kızıyor / 25: Bozgun / 26: Aldatmaca / 27: Tuzağın İçinde / 28: Son Gülüş Üçüncü Bölüm 1: Bir Yıl Sonra / 2: Can Acısı ve Gönül Acısı / 3: Filozof Şen-ma / 4: Yamtar Filozof Oluyor / 5: Kuruntu / 6: Yamtar Uyanıyor / 7: Kıraç Ata’nın Söyledikleri Gerçekleşiyor / 8: Çin Türkler’in Ahlakını Bozuyor / 9: Beş Yıl Sonra / 10: Yakarış / 11: İhtilal / 12: Son
Bozkurtlar Diriliyor
“Bozkurtların Ölümü” romanının devamıdır ve 1949 yılında Atsız’ın işsizlik döneminde yazmış olduğu bir eserdir.
Bozkurtlar Diriliyor, Hüseyin Nihâl Atsız’ın 15 Nisan 1949 yılında bitirdiği ve Kür Şad’ın ölümünden sonra İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı’nın kuruluşu ve Dokuz Oğuz, Tang Hanedanı ile yaşanmış mücadelelerini anlattığı romanıdır.
Kürşad ihtilalinden sonraki dönemde, Ötüken’in Türkler’e yeniden yurt oluşu ve bozkurtların dirliğe ulaşmaları Atsız’ın bu ikinci romanının temel konusudur.
İlk romanda aşırı soğuklar, kıtlık ve Çin işgali nedeniyle tükenmek üzere olan Türkler’in, yeniden kağanlık kurup dirilişi, romanda şu dörtlüklerle anlatılmaktadır:
Çekildi mi kılıçlar,
Türk’ün gönlü hoşlanır.
Kağanlığı kurmaya,
Yeni baştan başlanır.
Gözler ayda, güneşte,
İlteriş Kağan başta.
Yazlar geçer savaşta,
Ötüken’de kışlanır…
Konusu
Eser, Bozkurtların Ölümü ‘nün devamı niteliğindedir. Roman, Bozkurtların Ölümü’nün bittiği yerden başlar.
Kür Şad ihtilalinden sonra Göktürkler Çin esaretinden kurtulmuşlardır. Ancak bölünüp dağılmışlar, henüz devlet kuramamışlardır.
Bozkurt teginlerinden Kutluk Şad, Tonyukuk ve Boyla Bağa Tarkan’la birlikte devlet kurmak için bir avuç Göktürk ile yola çıkar. Kür Şad’ın oğlu Urungu da Kutluk Şad’ın yanında yer alır. Zamanla güçlenerek, Ötüken’de devleti yeniden kurarlar.
Kutluk Şad, “İlteriş Kutluk Kağan” ünvanıyla kağan olur. Güneydeki Çinliler, doğudaki Kıtaylar ve kuzeydeki Dokuz Oğuzlara karşı verilen savaşlarda başarılı olurlar.
Dokuz Oğuz Kağanı’nın kızı Ay Hanım ile Kür Şad’ın oğlu Urungu arasında filizlenen aşk, Tuğla Boyu savaşında Ay Hanım’ın ölmesiyle son bulur.
Kür Şad’ın oğlu, hayatta kavuşamadığı sevgilisini de yanına alarak Ölüm Uçurumu’na atlayarak intihar eder. Bozkurtların Ölümü’nde tek bir karakterle yetinilmemiş; hemen hemen kitaptaki tüm karakterler başı çekmiştir.
Bozkurtlar Diriliyor’da ise kitabın başından sonuna kadar Kür Şad’ın oğlu rolünde Urungu’yu görülür. Diğer karakterlerin büyük bir kısmı, ilk kitapta ölen karakterlerin çocuklarıdır. Bozkurtların Ölümü’nde henüz ilk sayfada karşımıza çıkan Onbaşı Pars, Bozkurtlar Diriliyor’da Binbaşı Pars olarak karşımıza çıkar.
Bölümler
1: İhtilal Başarılamadıktan sonra / 2: İhtilalden Kırk Yıl Sonra (679 yılında) / 3: Kür Şad’ın Konçuyu / 4: Bozkırların Kucağında / 5: Ötüken’e Giderken / 6: Kurt Başlı Sancak / 7: Bahtıyar Uyku / 8: İlteriş Kağan / 9: Urungu’nun Yarası / 10: Çin Akınından Dönüş / 11: Ay Hanım / 12: Tutsaklıktan Kurtuluş / 13: Deli Ersegün / 14: Gönül Tutsaklığı / 15: Ölüm Uçurumu / 16: Binbaşı Pars / 17: Ay Hanım’ın Elçisi / 18: Çalkara / 19: Gök Türk Elçileri / 20: Urungu’nun Bıçağı / 21: Vu Katun’un Gözdesi / 22: Çin Başkumandanı / 23: Çin Çaşıtı / 24: Karabuka / 25: Akın / 26: Umut ve Kırgınlık / 27: Taçam / 28: Karar / 29: Güneş Batarken / 30: Yarış
Hüseyin Nihal Atsız – Bozkurtlar Özet, Bozkurtların Ölümü Karakterler, Bozkurtlar Diriliyor Karakterler
Hüseyin Nihal Atsız – Bozkurtlar Kitabı Alıntıları
– İleri gitme! Sonra kan olur!
– Fena mı? Kanının rengini görürüz.
– Ben sana vuruldum.
– Bundan bana ne be!…
-Dağ dağa kavuşmaz, kişi kişiye kavuşur. Bir gün yine buluşuruz.
Ay’ın bahtı karanlık
Urungu’nun karadır.
Dövüşmek için öfkelenmeyi beklersem vuruşamadan ölürüm.
Yoksulluk iyi bir şey değildir. Ama korkulacak yoksulluk gönül ve yürek yoksulluğudur. En büyük baylık pek yürekli, katı kollu, yılmaz gözlü olmaktır.
– Kırk eşkıyanın ölüsü kırk milyonluk koca devleti yendi! dedi ve gülerek tamamladı:
– Hayaletlerden korkmanız sayesinde…
En sonra ölüm kızı onun eline bir sağrak sundu. Kür Şad bu acı sağrağı gözünü kırpmadan içti. Atının yelesine kapandı. Başını dayadı. Sağ elinde kılıç hâlâ sımsıkı duruyor, sol eli sarkıyordu.
Kür Şad ölmüş, fakat attan düşmemişti.
Ölmüş, fakat yenilmemişti…
-Bazen yanlış bir davranış büyük sonuçlar doğurabilir ve hayatın akışını tamamiyle tersine çevirir.Ondan sonra da ölüme kadar yanıp yakılmak fayda etmez…(Binbaşı Pars)
Bir Türk’ün ne düşündüğü yüzünden bilinmez ki.
Zaten benim için Türkün doğusu batısı olmaz…
Dünyada en güçlü kişi ölümü göze almış olandır.
“Kılıcın keskin ama usun da keskin mi?”