Kitap & Alıntı

Cengiz Aytmatov Sözleri

Cengiz Aytmatov kitaplarından alıntılanmıştır.

ㄨ Hayat böyleymiş! Her şey korkunç, karışık, anlaşılmaz. İşin bir başı bir de sonu var, ortasında ise herkes kaderini yaşıyor.

ㄨ Kendinizi yılgınlığa teslim etmeyin. Hayat böyledir, yaşamak gerek…

ㄨ İki tarafa da mutluluk getiren evlilikler azdır ama vardır. Hayatta bazen bunun örneklerine rastlarız.

ㄨ “…Demek ki insanın beyni bir dakika düşünmeden duramıyor, o garip başı öyle yaratılmış ki istese de istemese de düşünceler ard arda geliyor, bir düşünceden öbürü doğuyor, herhalde ölünceye kadar böyle devam ediyor bu…” Yola çıktıkları andan beri, denizin dalgaları gibi birbirini kovalayarak başını dolduran anılar ve düşünceler karşısında işte böyle bir keşif yapmış oldu.

ㄨ Zaman ne kadar geçerse geçsin, bazı konularda hiçbir şeyi değiştirmez. Elinden malını mülkünü, varını yoğunu alsalar, bundan ölmezsin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, işte buna çare yoktur…

ㄨ En işe yaramaz ama hayatta olan bir baba, en ünlü ama ölmüş bir babadan bin kere daha iyidir.

ㄨ Birlikte yürürken gözümüzde bütün dünya değişirdi ve biz bir masal aleminde yüzerdik. Ve, her tarafı sürülmüş boz toprak, dünyanın en güzel tarlası olarak görünürdü bize…

ㄨ İnsanın mutlu olması ve bu mutluluğu başkalarına da vermesi bazen ne kadar kolay oluyor… Ama gerçek hayat bu değildi. Mutluluğun yanısıra, peşini hiç bırakmayan, insanın ruhunu, bütün hayatını allak bullak eden felaketler, mutsuzluklar da vardı.

ㄨ Evlerin arkasından bakmak, bir insana sırtından bakmak gibiydi. İçinde neler olduğu hiç anlaşılmaz.

ㄨ Çocuk oradan uzaklaştı. Doğru dama giderek dürbününü sakladığı yerden çıkardı. Tozunu silerken onunla üzgün bir sesle konuşuyordu: “…Ben olmayınca kiminle bakacaksın beyaz gemiye? Ben bir balık olamam mı sanıyorsun? Görürsün nasıl oluyorum. Bir gün balık olup beyaz gemiye kadar yüzeceğim…”

ㄨ Ben savaşta ölen bütün yiğitlerin ve oğlumun önünde saygıyla eğilirim. Masalbeg’le onur duyuyorum bugün. Ama hiçbir onur duygusu Masalbeg’i geri veremez bana. Bütün anaları dolaş, sor, bu onuru oğullarına yeğ tutmayacaklar. Analar yavrularını yaşamaları için doğurur.

ㄨ İyilik sokakta bulunmaz, insanlardan öğrenilir.

ㄨ Bir insan kendini gösterecek bir şey yapmazsa, yavaş yavaş unutulur gider.

ㄨ Eğer insan için mutluluk geçmişte ya da gelecekte değil de yalnız yaşanan zamanda varsa…

ㄨ İnsan yalnız olunca neler neler düşünür… gerçekleşmemiş hayallerini, uçup giden yıllarını, ilk aşk maceralarını… O pek gerilerde kalan yılları, erişilemeyen ve erişilemeyecek olan bir isteği hatırlamak, düşünmek de hoş bir şeydi. Niye böyle olur? Bunu da bilmez insan. Ama zaman zaman bunları düşünmekten, o günleri yeniden yaşıyor gibi olmaktan hoşlanır.

ㄨ Dallarda asılı durmaktan yorulan yapraklar da düşüyordu yerlere.

ㄨ Dağlara yine sonbahar geldi.Gürültülü yazdan sonra her taraf yine sonbahar sessizliğine daldı.Yaylaya çıkanların kaldırdığı toz duman çöktü, yaktıkları ateşler söndü. Hayvanlar kışlaklarına çekildiler. Onlarla beraber insanlar da gitti. Dağlar bomboş kaldı.

ㄨ Şimdi bu makineden sorumlu olan bendim. Traktör benim buyruğumdaydı. Birden, o perçemli sevimli kızı hatırladım. O anda yanımda olmasını öyle yürekten istiyordum ki! Ona, pelin otlarıyla kaplı bu yabanıl bozkırda, çok güzel bir ülkenin kurulacağını anlatacaktım. Buna inandıracaktım onu. Bu güzel, görkemli ülke ANARKAY olacaktı.

ㄨ Yeri gelmişken, benim anladığım gerçek mutluluğun da bir rastlantı sonucu olmadığını, yaz yağmuru gibi birden bire başımıza düşmediğini söylemeliyim. Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.

ㄨ Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider gelirdi…
Bu yerlerde demir yolunun her iki yanından ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı-Özek uzar giderdi. Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demir yoluna göre hesaplanırdı…

ㄨ Kuvvet kuvveti kırınca, olağanüstü olan değersiz kalır, görkemli olan acınacak hale düşerdi. İşte bundan bir sonuç çıkarıyordu: Bükebildiğin, ezip yok edebildiğin şeyin hiç bir önemi yoktur. Baş eğip diz çökenler, galibin insafına kalmışlardır. Ancak budur hakkettikleri. Dünyanın temel düzeni, asıl kuralı da dayanıyordu…

ㄨ “İnsan her şeyi anlatamaz. Zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.”

ㄨ İnsan sonsuz olmak ister. Kalp ölümsüzlüğü arzu eder. Aşk insandaki bu hissin gerçek zannedildiği gizemli bir oyundur.

ㄨ Acaba aşkta her dem küllenen acı trajediler, neden çiçek açan mutluluklardan daha çoktur?

ㄨ Mutluluk bir dağ yolu gibidir.Bakarsın tepelere tırmanır,sonra bir bakarsın,aşağıya iner.Tek başına nedir insan?Ama başkalarıyla birleşirse dağları devirebilir.Bizim şu güzel,şu yaşanası dünyamız böyle işte…

ㄨ Pişmanlık hemen gelmez, çetin yollara uğrar önce.

ㄨHer yazar bir milletin çocuğudur ve o milletin hayatını anlatmak, eserlerini kendi milli gelenek ve törelerini kaynak alarak zenginleştirmek zorundadır. Benim yaptığım önce bu, yani kendi milletimin geleneklerini ve hayatını anlatıyorum. Fakat orada kaldığınız takdirde bir yere varamazsınız. edebiyatın milli hayatı ve gelenekleri anlatmanın ötesinde de hedefleri vardır. Yazar, ufkunu milli olanın ötesine doğru genişletmek ve ‘evrensel’ olana ulaşmak için gayret göstermek durumundadır. İyi yazar ‘tipik insan’ ortaya koyma ustalığına erişen yazardır.

ㄨ Aslında her insan bir romandır ve biraz kahramandır. Gün gelir anlar ki, harcadığı tek şey hayalleri değil, zamandır.

ㄨ Affedince yorulur insan, yalnız kaldığında bir de; ama insanı en çok yoran şey hayal kurmaktır, olmayacağını bildiği halde.

ㄨ Bir insanın kaderi, dağdaki patika gibidir; bazen çıkar, bazen iner, bazen de dibi görünmeyen bir uçurumun başına gelir durur. İnsan tek başına böyle yolda yürüyemez. Ama birleşenler, birbirlerine omuz verenler her engeli aşar.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu