Millî İktisat

Dokuz Işıkçı Düzende Sosyal Yapı

Dünyada mevcut sistemler, sosyal değer olarak şu üç değerden birini esas alır: Fert, sınıf ve millet.

Liberal-kapitalist yapıya sahip devletin temeli, ferttir. Patron ve sermaye sahibi, fert olduğu ve bu sis­temde ferde dayandığı için sırf onları korumak ama­cıyla sahte bir nizam ortaya atılmıştır.

Marksist – Sosyalist (komünist) sistem, sınıfı esas alır. Bu sınıf, sözde bir işçi sınıfıdır. Ancak, uy­gulamada hâkim olan işçi sınıfı değil, bir avuç ko­münist partisi üyesidir. Bu sistemde İşçi sınıfı ezil­mekte, sömürülmekte ve horlanmaktadır.

Dokuz Işık Doktrininde ise esas alınan değer Türk Milletidir. Burada, ne bir kaç patron, ne de sınıf söz konusudur. Çünkü Millet, bir ülkü, tarih, kül­ tür ve soy birliğidir. Bunun sınıflara bölünmesi, bu­nun belirli fertlerin hâkimiyetine terkedilmesi müm­kün değildir. Buna müsaade etmeyeceğiz.

Dokuz Işıkçı sistemin millet anlayışını belirtmek gerekir. Bize göre, Türk Milleti, ortak dil, soy, ülkü, kültür ve tarih birliği gibi ayırıcı vasıfları haiz, bağımsız olarak birlikte yaşama şuuruna varmış insan topluluğudur. Görülüyor ki, millet anlayışımız, tabiî ve manevî faktörlere dayanmaktadır.

Tabiî faktörlerin başında dil ve soy birliği gel­mektedir. Milletimizi meydana getiren dil, Türkçedir. Türkçe konuşanlar içinde Türk soyundan olmayan yoktur. Türkçemiz yüz yıllardan beri canlı bir şekil­ de yaşamamızın, tarih sahnesinde kalmamızın en önemli sebeplerinden biridir.

Soy birliği, Türk Milletinin en itici, en önemli faktörüdür. Soyumuz Türk soyudur. Soy, tabiî ve organik bir unsur olduğu için insanların fikrî ve fizikî özellikleri, yetenekleri birbirinden farklıdır. Türk soyunun değerli bir soy olduğu büyük bilginler tarafın­dan kabul edilmektedir. Türk soyu tarihte büyük dünya İmparatorlukları kurmakla, esasen bu değeri­ni ispat etmiştir.

Büyük komutan, devlet adamı, Mus­tafa Kemal Atatürk «Muhtaç olduğun kudret damar­larındaki asil kanda mevcuttur» demekle bu gerçeği ortaya koymuştur. Soyculuk anlayışımız antropolojik ırkçılıkla, di­ğer milletleri küçük gören saldırgan ırkçı anlayışla hiç bir benzerlik göstermez.

Dokuz Işıkçı sistem, soy birliğini, antropolojik (laboratuvar) ırkçılık yeri­ne, ruhî bir prensip, psikolojik bir olay olarak görür. Aslolan aynı soydan gelme, aynı millete mensup ol­ma inancıdır. Kalbinde başka bir ırkın gururunu taşı­ mayan, kendisini samimî olarak Türk hisseden ve Türklüğe adayan herkes Türk’tür. Türk soy ve milletindendir.

Millet anlayışımızın temelinde yatan soy­culuk fikri, işte bu çeşit bir soyculuktur. Türk Milletini meydana getiren manevî faktör­lerin başında ülkü, kültür ve tarih birliği ile bağımsız olarak birlikte yaşama arzusu gelir. Ülkü, kültür ve tarih birliği, aynı soydan geldiklerine inanan, aynı dili konuşan insanlar arasında ortak bağ ve ilişkiler kurar. Bu insanları birbirine yaklaştırır, birleştirir.

San’at, destan ve hatıraların milletlerin doğmasında rolü büyüktür. Oğuz Destanı, Bozkurt ve Ergenekon mitleri, Türk Milleti için büyük değer taşır. Türk Milletini meydana getiren, diğer önemli bir mânevî faktör bağımsız olarak birlikte yaşama arzusu, bölünmeme, kaderde, tasada ve kıvançta bir bütün olarak devam etme arzusudur.

Şurasını esef­le belirtmek zorundayım ki, bugün ülkemizde millet bütünlüğümüzü parçalama amacı güden aşırı azınlık ırkçılığı ve bölgeciliği akımı vardır. Ayrı bir devlet kurmak, Türk Milletini ve ülkesini bölmek isteyen bu hainlere fırsat vermeyeceğiz. Atalarımızın aziz kanlarıyla sulanmış bu kutsal topraklar, insanlık var oldukça, Türk Milletinin öz yurdu olarak kalacaktır. Bunun için gerekirse her çareye baş vuracağız, yenilmeyeceğiz, yeneceğiz ve hainlerin kafaları ezilecektir.

Bağımsızlık Türk Milletinin ve Milliyetçilik anlayışımızın en önemli, en vazgeçilmez unsurudur. «Amerikan emperyalizmine hayır» diyen, buna karşı­lık «Rus veya Çin emperyalizmine evet» diyen sahte bağımsızlıkçıları iyi tanıyınız. Türk Milleti bağımlı yaşayamaz. Bağımlılık, Türk soyuna, Türk misyon ve kaderine uymaz.

Tarih yaratmış, çağlar değiştir­miş bir millet ebediyen bağımsız yaşayacaktır. Her türlü emperyalizme ve bu arada komünist Rus emperyalizmine de hayır! Yaşasın Büyük Türk Milletinin, Büyük Türk soyunun bağımsızlığı! Yaşasın bu uğurda savaşan Türk Milliyetçileri, yavuz ve yiğit Bozkurtlarımız!

Biz, Türk Milletinin bütün fertlerini esas alıyo­ruz. Bu fertler sosyoekonomik yönden altı sosyal dilime ayrılmaktadır. Bu, Türk Milletinin bir gerçeği­dir. Kökü dışarda ideolojilerin eseri ve kopyası de­ğildir.

Söz konusu altı sosyal dilim; İşçi, Köylü, Esnaf, Memur, Serbest Meslek Sahibi ve İşverenlerden ibarettir. Türk Milletinin sosyal yapısı bu dilim­lerden meydana gelmektedir Bu sebeple moral, si­yasî ve ekonomik kalkınmamızı bu millî gerçeklere uydurmak zorundayız. Aksi halde 200 yıldan beri olduğu gibi yerimizde sayar dururuz.

Alparslan Türkeş, Dokuz Işık

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu