Hüseyinzade Ali Turan
Hüseyinzade Ali Turan (24 Şubat 1864, Salyan– 3 Mart 1940, İstanbul),Türkçü ideolog, Azerbaycan Türkü doktor, ressam ve yazar.
Çarlık Rusya’sı Bakü Guberniyasına bağlı Salyan kasabasında Dünya’ya gelen Hüseyinzade Ali Turan henüz küçük bir çocuk iken annesi Hatice Hanım ve babası Molla Hüseyn Hüseynzad ölmüştür. Kafkasya’da şeyhülislam olan dedesi Şeyh Ahmet Salyani torununa sahip çıkarak onu büyütüp yetiştirdi. Hüseyinzade Ali Turan Tiflis’te lise öğrenimini tamamlamaya çalışırken bir taraftan da diğer milletlerin dilini öğrenmeye çalışıyordu. Lise öğrenimini tamamladığında artık Rusça, Arapça ve Farsça’yı edebiyatını yapacak kadar iyi biliyordu.
Lise öğrenimini tamamladıktan sonra 1885 yılında Petersburg Üniversitesi’nde fizik ve matematik bölümünü okumaya başladı. Aynı zamanda dedesinden gelen Türklük sevgisi onu kimliğini arama arayışına itmiş ve üniversitesi de bölümünden ayrı olarak Türkoloji derslerine de girmiştir. Bu sıralarda dil bildiği için Batı Klasiklerini de ayrıntılı olarak incelemiştir. Üniversite yıllarında okul arkadaşı Ahmet Sedat bey ile tanışması, derslerinde hocalarından duyduğu Türklerin vatan ülküsü ve dedesinden dinlediği hikâyeler Hüseyinzade Ali Turan’da Türkiye’ye gitme isteği uyandırdı.1899’da Üniversite’den mezun olduktan sonra Türkiye’nin bütün Türklerin Anavatan’ı olduğunu düşünerek Rusya’daki kendisine yöneltilen iş tekliflerini kabul etmeyerek İstanbul’a geldi. Okuduğu bölüm olan fizik ve matematik için Türkiye’de iş girişimlerinde bulunup netice alamayınca Askeri Tıbbıye’ye girdi.
Askeri Tıbbıye’de 1894 yılında Tabip Yüzbaşı rütbesini alarak mezun oldu. O yıllarda Ziya Gökalpın onun ile tanışması onu etkilemiş, Türkçülük fikrini ona aşılamıştır. Ziya Gökalp ondan en büyük öğretmenlerinden biri olarak bahseder.
1897 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve Yunanistan arasında çıkan savaşta tabip yüzbaşı olarak Osmanlı İmparatorluğu’nda görev almıştır. Savaşın bitmesinin ardından Askeri Tıp Okulunu sınava girerek kazanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda cilt ve frengi hastalıkları profesör yardımcısı olarak çalışmaya başlamıştır. Bu görevinden 1903 yılında Türk pasaportu olmadığı için polisler tarafından sınır dışı edilmiştir. Bakü’de Rusça yayımlanan Kaspi gazetesinde bir müddet yazmıştır. 1904 yılında çıkan Rus – Japon Savaşı’ndan sonra ülkede yaşayan milletlerde hürriyetçilik dalgalanmasıyla birlikte Hüseyinzade Ali Turan’da Hayat Gazetesi ‘nde yazılar yazmaya başlamıştır. Hayat Gazetesi’nin 1906 yılında yayın hayatına son verilmesiyle bu sefer Füyuzat dergisinde yazılarına devam etmiştir. Bu dergi’nin yayın hayatı da uzun sürmeyip 1907 yılında kapanmıştır. Ama Azerbaycan’da büyük bir Türklük şuuru yaratmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nda İkinci Meşrutiyet’in ilanı sonucunda Hüseyinzade Ali Turan, sınır dışı edildiği ülkeye geri gelerek İttihat ve Terakki Partisi’nin faaliyetlerine katılmıştır. Hüseyinzade Ali Turan aynı zamanda Türk Derneği, Türk Yurdu Cemiyeti ve Türk Ocakları gibi teşkilatlarda da faal olarak hizmet vermiştir. Yusuf Akçura’nın İstanbul’da kurduğu Rusya Mahkûmu Müslüman Türk-Tatarların Hukukunu Müdafaa Komitesi’nde önemli işler yapmıştır. 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan’ın ilanı sonucunda ülkesine dönmüştür.