Süleyman Hüsnü Paşa
Süleyman Hüsnü Paşa (1838, İstanbul – 8 Ağustos 1892, Bağdat), Osmanlı müşiri, eğitmen ve yazar. İlk ilmî Türkçülerden biri olarak görülür. Askerî okullarda okutulan yabancı dilden çevirme tarih kitaplarının Batıcı zihniyetin Batı etnosantrizminin hayal gücünün ürünü olup Türklükten ve İslamiyetten uzak olması nedeniyle Târih-i Âlem (Dünyâ Târihi) adlı eseri kaleme aldı.
Süleyman Hüsnü Paşa, 1838 yılında İstanbul’da günümüzde Fatih ilçesi sınırları içinde yer alan Molla Gürani Mahalllesi‘nde doğdu. Bizzat verdiği bilgilere göre babası Mehmed Hâlid Efendi şekerci esnafından, dedesi bir yeniçeri ağasının torunu olup baba tarafından Bursa’da Emîr Sultan’a, anne tarafından Tosya’da medfun Şeyh Pınar’a dayanmaktaydı. Öğrenimini İstanbul’daki Mekteb-i Fünun-ı İdadiyede yaparak 1863 yılında Mekteb-i Harbiye’den mezun oldu.
Edebiyat öğretmeni, kaymakamlık ve yazarlık yaptı. Ayrıca din bilginiydi. 1876 yılında padişah Abdülaziz’in tahttan indirildiği hükûmet darbesinde rol oynadı. II. Abdülhamid bu sebeple ona duyduğu güvensizlikten dolayı İstanbul’dan uzaklaştırmak amacıyla Bosna-Hersek komutanlığına tayin etti.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı başladığı zaman Balkanlardaki en yüksek kıdemli komutanlardan biriydi. 2 Ekim 1877’de Tuna cephesi başkomutanlığını Mehmet Ali Paşa’dan devraldı. Komuta ettiği ordular Şıpka Geçidi Muharebeleri’nde önce Rusları yendiler. Ancak daha sonra orduları yenik düştü.
Savunmada gösterdiği cesaretten dolayı Süleyman Hüsnü Paşa önce halk tarafından Şıpka Geçidi Kahramanı olarak görüldü ve büyük bir ün kazandı. Ancak sonradan esen rüzgarların yönü değişti. Yenilgiden sorumlu tutularak Taşkışla’da hapsedildi. 1 yıl süren uzun bir yargılamadan sonra idama mahkûm edildi, tüm rütbe ve madalyaları geri alındı.
Sonradan cezası II. Abdülhamid tarafından sürgüne çevrildi. 14 yıl Bağdat’ta sürgün hayatı yaşayan Süleyman Hüsnü Paşa 8 Ağustos 1892 tarihinde orada yaşamını yitirdi. İmam Ebu Yusuf Camii’nin bahçesine defnedildi.
Eğitimci ve Servet-i Fünûn şairi Süleyman Nesib’in babasıdır.
Süleyman Hüsnü Paşa, Avrupa kitaplarındaki Hunlar ile Çin kitaplarındaki Hiyong-Nular’ın aynı Türk topluluğu olduğunu ilk gören kişi olarak kabul edilir.
Ziya Gökalp, Süleyman Paşa hakkında şu ifadeleri kullanır: “Görülüyor ki Türkçülüğün ilk babaları Ahmet Vefik Paşa ile Süleyman Paşa’dır. Türk Ocakları’nda ve sair Türkçü müesseselerde bu iki Türkçülük kılavuzunun büyük kıtada resimlerini talik etmek, kadirşinaslık icabındandır.”
Süleyman Hüsnü Paşa, yazar olarak ürettiği eserlerinde devlet adı olarak Osmanlı, millet adı olarak ise Türk adını kullanmış Türkçü bir yazardı. Eserlerinden bazıları şunlardır:
- İlm-i Sarf-ı Türki (İlk Türkçe dil bilgisi kitabı olarak görülür.)
- Mebani’l-İnşa
- Tarih-i Âlem
- Tercüme-i Risale İradei Cüziyye
- Hiss-i İnkılab
- Umdetü’l-Hakayık
- İlmihal-i Kebir