Türk Milletinin Sosyolojik Tarifi – Nejdet Sançar
Türk Milletinin Tarifi – Nejdet Sançar
Türk milletini nasıl tarif etmeliyiz? Cemiyetimiz, bu sorunun cevâbının aranmaya başlanmasından günümüze kadar, birbirinden farklı tariflerle karşı karşıya kalmıştır. Bunun sebepleri çeşitlidir. Bazen, başka milletlerin kendi yapılarına uygun tariflerinin bize uygulanması yoluna gidilmiş; bazen, milleti meydana getiren unsurlardan, tarifi yapanların meyillerine ve çıkarlarına uygun olanları alınıp Türk milleti sadece onlara bağlanmak istenmiş; bazen de, tamamen ilmi bir mesele olan milliyet siyasi düşüncelerin ifadesi şekline sokulmaya çalışılmıştır. Hareket noktası, sakat, hissi veya maksatlı olan böyle davranışlarla, Türk milletinin gerçek ve ilmî târifi elbette ortaya konamazdı. Nitekim konamamış ve gerçeği dile getirmekten uzak, birbirlerine karşı ve ilim dışı tariflerle bir çok nesillerin kafaları karıştırılmıştır.
Türk’ün tarifine girişmeden önce, bir gerçeği bilmek gerekir. Bu gerçek, dünya üzerinde bu güne kadar millet kavramının tek ve ortak bir tarifinin yapılamamış olmasıdır. Bunun sebebi, milletlerin, millet oluşlarındaki farklardır.
Milletleri meydana getiren ırk, dil, vatan, kültür, din, ülkü, tarih gibi çeşitli unsurlar vardır. Eğer yeryüzündeki bütün milletler, bu unsurların hepsinin bir araya toplanması ile meydana gelmiş olsalardı, o zaman ortak bir millet tarifi yapmak mümkün olurdu ve tabii idi. Fakat böyle değildir ve olmamıştır. Milletler, bu unsurlardan birisinin veya bir kaçının birleşmesi ve kaynaşmasıyla ortaya çıkmışlardır. Çok kere birisinde büyük önem taşıyan bir unsur, bir diğerinin oluşunda hiçbir rol oynamamıştır.
Meselâ; Türkler, Macarlar ve Almanlar için, ırk önemli bir milliyet unsurudur. Fransızlar ve Amerikalılar içinse değildir. Çünkü Türkler, Macarlar ve Almanlar, tek bir ırktan meydana gelmiş milletlerdir. Fransızlar birkaç, Amerikalılar birçok ırkın karışması ile ortaya çıkmışlardır.
Dil; Türklerle Araplar için önemli bir unsurdur. Çünkü bütün Türkler gibi bütün Araplar da aynı dili konuşurlar. Fakat üç kantonun da Almanca,Fransızca ve İtalyanca gibi üç ayrı dil konuşulan İsviçreliler için, dil, bir birlik unsuru değildir.
Vatan; bütün fertleri devlet sınırları içinde yaşayan milletler için önemli bir milliyet unsurudur. Fakat bağımsız devletlerinin sınırları dışında milletdaşları bulunanlar için aynı şey söylenemez. Almanya’nın, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Moskofların eline geçen bir kısım topraklarında kalmış Almanlar ve ilk anayurdumuz Doğu Türkili toprakları ile diğer illerdeki tutsak Türkler bunun misalidir. Bugün Filistin’de devletlerini kurmuş olan Yahudiler, yakın zamanlara kadar dünyanın birçok yerlerine dağılmış bir halde yaşamakta idiler. Eğer vatan, milliyet için mutlak bir unsur olsaydı, Yahudi milletini inkar etmek gerekirdi. Halbuki Yahudi milleti tarih boyunca vardı. Bugün de İsrail’de, devletini yeniden kurmuş olarak, varlığını devam ettirmektedir.
İşte, bütün milletler için ortak bir tarif yapılamayışının sebebi, bunlardır. Çünkü milleti meydana getiren unsurlardan hepsi bütün milletlerde bulunmamaktadır. Bundan dolayı cemiyetler, oluşlarında rol oynayan milliyet unsurlarını içine alan tarifler yapmak zorunda kalmaktadırlar. Fransızların Almanları, Amerikalıların Macarları, İsviçrelilerin İngilizleri örnek alarak milliyet tarifi yapmaya kalkmaları bundandır.
Biz de, milliyet tarifimizi, Türk milletinin tarihi oluşuna uygun bir şekilde ve kendi açımızdan yapmaya bunun için mecburuz. Başka milletleri örnek alarak, Türk milletini o örneğe uydurmaya çalışanların düştükleri yanlışın sebebi de, bu gerçeğe sırt çevirmiş olmalarıdır.
Türk milletini tarif ederken yabancıları örnek almak ne kadar sakat ise, milletimizi, milliyet unsurlarından bir tekinin etrafında toplamaya çalışmak da o kadar yanlıştır. “Kültür birliği’”ni esas almanın, “gelenekler”i savunmanın, aynı vatanda yaşamayı veya “tâbiiyet”i yeter bulmanın eksikliği ve aksaklığı bundandır. Bu unsurlardan bazıları Türk milletinin oluşunda rol oynamışlardır. Fakat tek başlarına değil, diğer unsurlarla birlikte… Birçok unsurların birleşmesiyle meydana gelmiş bir varlığı bunlardan yalnız birisinin eseri ve neticesi imiş gibi göstermek yanlıştır. Böyle bir tarif, suyu, sadece oksijenle tarif etmek kadar sakattır.
Madem ki bütün dünya milletlerini içine alabilen bir tarif yapılamasının imkansızlığı, cemiyetleri, kendilerine uygun ve kendilerine göre tarifler yapmaya mecbur bırakmıştır. Buna göre biz de bu doğru ve umumi yoldan gitmeye ve millet tarifimizi kendi açımızdan yapmaya mecburuz. Bunu yaparken de lüzumsuz zorlamaları, hissi davranışları ve hayali yamamaları da bir tarafa bırakmak elbette ki şarttır. Çünkü Türk milletinin tarifini yapmak, bu gerçeği tespit etmekten başka bir şey değildir. Gerçeklerin tespiti ise hayal ve yakıştırmalarla değil, ilim ve müspet düşünce ile olur. Buna göre yapılacak şey, Türk milletinin nasıl meydana geldiğini tespit etmekten ibarettir. Bu tespit ise, Türk milletinin oluşunda ve devamında, hangi milliyet unsurlarının rol oynadığını ortaya koymak ile olur. Bu unsurları içine alan tarif bizim için Türk milletini tek, şaşmaz ve en doğru tarifi olacaktır.
Türkler için soy, önemli bir unsurdur. Çünkü Türk milleti, bugünkü bazı milletler gibi, çeşitli ırkların karışması ile meydana gelmiş değildir. Türk milleti, tek bir soyun eseridir. O soy da Türk soyudur.
Bu gerçek, başka bir şekilde, şöyle de söylenebilir: Tarihte bir ana Türk soyu vardır. Türk milleti bu ana soydan meydana gelmiş ve bugüne kadar aynı Türk milleti olarak yaşamıştır. Bu sebepten, Türk milletinin oluşunda, soy, çok önemli bir unsurdur ve hatta birinci unsurdur.
Türkler için dil de önemli bir milliyet unsurudur. Çünkü bugün bütün Türkler, tarihteki ana Türk dilinin devamından başka bir şey olmayan Türkçe’yi konuşmaktadırlar. Türk oldukları halde Türkçe’den gayrı dil konuşan Türkler de varsa da bu büyük çoğunluğun yanında hiç denilebilecek kadar ehemmiyetsiz bir sayı teşkil eder. Bu sebepten dil de, Türkler için çok önemli bir unsurdur.
Türkler için kültür de, önemli bir milliyet unsurudur. Bizim kültürümüz tarihten getirdiğimiz, geliştirerek bugünkü neticesine ulaştırdığımız ve bugün bütün Türk dünyasında yaşamakta olan Türk kültürüdür.
Türkler için ülkü de, önemli bir unsurdur. Milletimizin, yüzyıllar boyunca ‘’kızılelma’’ diye adlandırdığı bu ülkü, tarihteki büyük hamle ve hareketlerimizde büyük rol oynamıştır. Dünün sınırı belirsiz, bugün ise hedefi belli bu ülküsü, milli varlığımızda en önemli unsurlardan birisidir.
Türkler için vatan da önemli bir unsurdur. Ancak vatan unsurunun Türk’e has özelliği ile düşünülmesi şarttır:
Başka bütün milletlerin, tarihleri boyunca tek anavatanları bulunduğu halde, Türkler, Doğu Türkeli ve Türkiye olmak üzere iki anavatana sahip olmuşlardır. Tarihte bu iki anavatanın tek anavatan haline geldiği zamanlar vardır. Bugün ise, çevresindeki bazı parçalarını yabancılara kaptırmış halde bulunan Türkiye’ye karşı Doğu Türkeli, yabancı çizmesi altındadır. Bu durum, vatan unsurunu gölgelemekte ise de, bu gölgenin geçici bir karanlık olduğunu kabul etmek gerekir. Bugün Irak’taki, Azerbaycan’daki veya Orta Asya’daki Türkü, nasıl millet kadromuzun dışında bırakamıyorsak, vatan toprakları için de durum aynıdır. Yani, vatan unsuru bugünkü geçici, tabiilikten ve gerçeklikten uzak şekliyle değil, tarihi ve gerçek olan asıl şekliyle düşünmeye mecburuz. Bu şekliyle vatan, Türk milleti için, önemli bir unsurdur.
Türkler için tarih de önemli bir unsurdur. Bugün yeryüzünde yaşayan bütün Türkler, aynı tarihin insanlarıdır. Bu tarih iki anayurdumuzda veya o anayurtlar odağında daha başka topraklarda geçmiştir. Yani bütün bu tarih, Türk milletinin ortak tarihidir. Bundan dolayı da tarih, Türk milletinin tarifinde yer alacak önemli bir unsurdur.
Türkler için önemli bir unsur da dindir. Bugün Türklerin hepsi denecek kadar büyük çoğunluğu İslam dinindedir. Başka dinlerde olan Türklerin sayısı bu büyük çoğunluğa göre pek küçük bir sayıdır. Türkler, İslamiyet’i benimsemede, yaymada ve Hıristiyan dünyasına karşı korumadaki davranışlar ile adeta, milli bir din haline getirmişlerdir. Bu sebepten de din, Türkler için önemli unsurlar arasına girmiştir.
Görülüyor ki, Türk milletinin oluşunda ve gelişip devam etmesinde, milliyet unsurlarından yedisi; yani ırk, dil, kültür, vatan, tarih ve din rol oynamışlardır. Türk soyunun, yeryüzünün geniş alanlarına dağılmış ve yayılmış olan kitlelerinden küçük parçaların Türkçe’den başka dil konuşmaları veya İslamiyet’ten gayrı dinlere mensup bulunmaları ile yurtlarının bir kısmının yabancıların elinde bulunması, tarihi gerçeği gölgeleyecek bir durum meydana getirmiş olmuyor.
Buna göre, Türk milletinin ilmi anlayışa uygun ve gerçeği dile getiren tarifi, kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor:
Türk milleti; soy, dil, kültür, ülkü, vatan, tarih ve din unsuru ve birliği ile birbirine bağlı bir cemiyettir.
Nejdet Sançar
En güzel makalelerden birisi.